Paralel Hayatlarım

Uyanıyoruz ve bir bakıyoruz ki beden bizim bedenimiz ama yaşantı bizimle alakası olmayan bir yaşantı. Peki bu durumda ne yapacağız?

Bölüm 2

Başını yanına çevirdiğinde gözleri yuvasından fırlayacak gibiydi. Yanında çok güzel bir kadın çırılçıplak şekilde uyuyordu. Elini yorganına atıp kaldırdığında ise kendisinin de çıplak olduğunu fark etti. Nasıl tepki vereceğini bilemedi ve refleks olarak elini yanında uyuyan kadının bacaklarına götürdü Timur. Kadın gözlerini açtığında hemen elini onun bacaklarından çekti. Ne diyeceğini bilemeyerek başta kekeledi ama kadının gülümseyip “günaydın” demesi Timur’u rahatlattı. Öksürerek boğazlarını temizledi ve yalandan kadına gülümseyip “günaydın” diyerek karşılık verdi sonrasında da yataktan alelacele çıktı. Hayatında hiç yatağa çıplak girmemişti, şimdi ise kendisini biraz garip hissediyordu. Bedeni bu sefer çok farklıydı. Kasıklarında dövmeler bulunuyordu. Pantolonunu çekerken şok olmuştu. “Ben neredeyim, burası neresi acaba?” diye mırıldandı kendi kendine.

Kadın uykulu uykulu yataktan doğruldu. İri göğüsleri Timur ile sanki sohbete başlayacaklarmış gibi duruyorlardı. Timur beynine doğru yol alan sıcaklıkla birlikte aniden bakışını çevirdi. Sandalyenin üzerinde duran turuncu saçma görünümlü tişörtünü alıp giydi. Saçını düzeltmek için aynanın karşısına geçtiğinde kadın kahkahayı bastı. “İstersen çantamdan benim tarağımı alabilirsin.” Gülmeye tekrar devam etti. Timur nasıl tepki vereceğini bilemeyerek aynanın karşısına geçtiğinde dudaklarını ısırmaya başladı. Aynada gördüğü surat kendisine aitti ama kafa kesin olarak ona ait değildi. Başında tek bir saç teli bile bulunmuyordu ve kendisini hayatı boyunca hiç kel görmemişti.

Aynadaki suratına bakarak kendi kendini güldürmeye çalışıyormuş gibi bir izlenim bıraktıktan sonra eliyle kafasına şaplak atmaya başladı. “Hala kel olup olmadığıma bakmak için geldim ve görünen o ki hala kelim.” Kahkahayı basarak kadının göğüslerine yine dikkat kesildi.

Kadın Timur’un davranışlarını anlayamamıştı. Espri anlayışı bile bir başka görünüyordu. “Sen bugün iyi misin? Her gün oynadığın memelerime bugün ayrı bir ilgili görünüyorsun da.” Demekle yetindi kadın.

“E, her gün ilgili olduğumdan anla işte ne kadar sevdiğimi.”

Kadın rahatsız olmuştu. Normalde Timur’un ‘ne saçmalıyorsun lan sen. Benim paketi ver geç kalmadan gideyim.’ Demesini bekliyordu. Çünkü tanıdığı Timur kuryeydi ve kadın da illegal paketleri ona ulaştırmakla görevliydi. Sadece bazı geceler Timur ile birlikte olurdu. Karşılığında da Timur ona bir şeyler verirdi. Şu an karşısında gördüğü Timur daha yumuşak huylu ve şakacı birisiydi. Ne diyeceğini bilmiyordu, belki de kendisini deniyordu. Ya da yeni uyanmanın verdiği sarhoşluğu yaşıyordu kadın.

“Ne oldu kaldın öyle…” Kaşlarını çatıp gülümseyerek kadına baktı. Kadın yataktan çıkıp çantasının yanına gitti. Çantasından Timur’a vermesi gereken paketi çıkarıp uzattı. Sonrasında ise banyoya doğru yürüdü. Timur, paketi aldıktan sonra anadan üryan şekilde önünde yürüyen kadını uzun uzun izledi. Ağzının suyu akacakken irkilip yutkundu ve elindeki pakete gülümseyerek baktı. “Bu neymiş lan?” Paketi açtığında gözlerine inanamadı. Elinde uyuşturucu paketi tutuyordu. Bunu anlar anlamaz paketi komodinin üzerine bırakıp yatağın üzerine oturdu. Elleri buz kesmiş ayakları ise titremeye başlamıştı. Hemen telefonunu aradı, biraz arandıktan sonra ise onu yastığının altında buldu. Biraz kurcaladı. Ne olup bittiğini anlamaya çalışarak geçen dakikalar içinde kadın duşunu almış ve bornozuyla birlikte tekrar odada belirmişti.

“Ne oldu beğenmedin mi? Bu sefer bana verdikleri paket bu, yemin ederim her zamanki gibi ne verdilerse onu getirdim.”

Timur, bu tarz işlerle uğraşanların tipik görünümlerini, izlediği filmleri zihninde tarayarak hatırlamaya çalıştı. Hemen ciddileşti, sesini kalınlaştırdı. “Bak tatlım, bugün kafam yerinde değil. Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Bu paket neyin nesi ve ben bunu ne yapacağım?”

Usulca çantasını açıp sigara çıkardı. Timur’a da uzattı ama o istemedi. Timur’un karşısındaki berjere kurulup bacak bacak üstüne atıp sigarasını yaktı. Derin bir nefes çekip üfledikten sonra “sen bana şaka mı yapıyorsun Timur?” dedi. Tekrar sigarasından çektikten sonra devam etti konuşmaya. “Kurye olduğunu unutmuş olamazsın. Bu paketleri her hafta sana getiriyorum sen de artık kime götürüyorsan oraya götürüp teslim ediyorsun ya da kullanıyorsun bilmiyorum. Bana bu konuda bir şey anlatmazsın. Arada bir beni yatağa atıp karşılığında da bir şeyler veriyorsun işte bunlar genelde değişiyor bazen para, bazen bilet, bazen… ne bileyim aklıma gelmiyor şimdi. Bu seferki gece için de ne vereceğini bilmiyorum sürpriz demiştin ama görüyorum ki geri zekalı taklidi yaparak bir şey ödemeden kaçmaya çalışıyorsun. Dün gece diğerlerinden daha uzun bir geceydi ve bunu karşılıksız bırakırsan yemin ediyorum seni öldürürüm Timur.”

Timur kendisinin ne kadar adi bir adam olduğunu anladıktan sonra ayağa kalkıp camı açtı. Dışarıyı izleyip bir süre baktıktan sonra kadına döndü. “Sana ödeme yapacağım, paket de sende dursun. Yarın bana bunu ver. Bugün başka işlerim var. Acil halletmem gereken işler!” Kadın sinirlenmişti. O da bir hışımla yerinden kalkıp Timur’un üstüne yürüdü.

“Bu paketi saklayamam. Ne kadar tehlikeli bir iş yaptığımızı unutmuş olamazsın. Hem her zaman ödemeyi nakit olarak verirsin bende götürüp teslim ederim. Bu teslimatın bir gün gecikmesi benim ölümüm olur bunu bilmiyor gibi davranmanı anlamıyorum.”

“Ödemeyi bir gece aksatacağım sadece.” Timur bu sözleri ederken kendisini dizi setindeymiş gibi hissetmeye başlamıştı. Kadına yaklaşıp elini beline doladı ve dudağından öptü. Kadın ise sinirli halde başını geriye çekip Timur’u itti. Timur tekrar kadını tutup kendine çekti. Bu sefer daha sert davranmıştı. “Sana ne diyorsam onu yapacaksın. Başına bir iş gelmeyecek. Söz veriyorum. Bugün halletmem gereken başka işler var. Yarına hallederim bu işi. Sen al bunu ve bir gece daha bekle.”

Kadın başını Timur’un omzuna yaslayıp biraz bekledi. Başını kaldırdığında “umarım patron beni öldürmez. Olur da yakama yapışan olursa veya bu paketin başına bir iş gelirse ilk öteceğim kişi sen olacaksın haberin olsun.” Daha sonra ise Timur’un omzuna vurdu ve üzerini giyinmek için oradan uzaklaştı.

Timur gözlerini ovuşturup kaşlarını düzeltme hareketi yaptıktan sonra eşyalarını alıp odadan çıktı. Çıkarken bir şey unutmadığını ummaktan da geri durmadı. Tekrar eline telefonunu almış ve kendisiyle ilgili şeyleri öğrenmeye çalışıyordu. İnsanların az olduğu bir parka gidip oturdu ve gözlerini kapatıp önceki gün yaşadıklarını düşünmeye başladı. En son annesi ve kardeşiyle tartışıp evden çıkmış ve yakın arkadaşına gitmişti ama yakın arkadaşı hiç bildiği gibi birisi olarak görünmüyor ve ummadığı birisiyle de çok yakın arkadaştı. Alkol alıp sokakta yürümeye çalıştığını anımsıyordu ama gözünü açtığında çıplak bir kadının yanında çıplak şekilde yatıyordu. Bedeni kendi bedeni değil ama yüzü kendi yüzü olarak şimdi de bu yerdeydi. Üstelik uyuşturucu kuryesiydi. İki gündür saçma sapan şeyler yaşıyordu. Ya kafayı yiyor ya uzun bir rüya görüyor ya da aradığı şeyi yapmayı başarmıştı. Zamanda yolculuk ile ilgili çalışmalar yapan birisiydi aslında Timur. Ama ne yaptıysa kendi bedenlerinde dolaşmayı başaran birisi olmuştu. Kendi paralel bedenlerinde…

“Bu olmuş olabilir mi, gerçekten paralel bedenlerimde dolaşan birisi mi oldum şimdi? İyi de neden kontrolsüz bir yolculuk yapıyorum? Asıl bedenim nerede ve ben hep uyuduktan sonra mı mekân değiştireceğim? Peki ben buradaysan bu bedenin asıl sahibi nerede? Şimdi uyusam uyandığımda hala burada mı olacağım yoksa başka bir yere mi gideceğim? Olurda burada ölürsem ölen ben mi olacağım bu bedenin sahibi mi? Peki kendi asıl bedenime, evrenime nasıl gideceğim?” Derin bir oflama sonrasında ayaklarını uzatıp ellerini başının arkasında birleştirdi ve gözlerini bu sefer uyumak için kapattı. Ama yanına oturan birisi onu dürterek rahatsız etmeye başlamıştı…

“Paketi getirdin mi?” Timur gözlerini açmak istemiyordu daha da sıkı kapatıyordu gözünü ama yanındaki adam ısrarla onu dürtmeye devam ediyordu. “Sana diyorum! Paket nerede?”