Paralel Hayatlarım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu öyküm bölümlerden oluşacak ve sadece https://yaziver.com/ e özel olarak paylaşılacaktır.

Bölüm 1

“Ben uyurken ne oldu lan bu odada? Ya salak kız tüm odamı mahvetmiş. Anne!” Timur tüm siniriyle aşağıya indi. Bir yandan annesine bağırırken bir yandan da kardeşi Tanem’i arıyordu. Tanem onun ikiziydi ve hayattaki en büyük baş belalarından birisi olabilirdi. Bahçeye çıktığında annesi ve Tanem’i kahve içerlerken buldu. İkisi de çok neşeliydiler. Timur bir hışımla yanlarına gidip Tanem’in elindeki fincana vurdu. Yaptığı hareketle her yer kahve olmuştu ve Tanem canı yandığı için oturduğu yerden zıplarcasına kalkmıştı.

“Oğlum kafayı mı yedin sen? Ne yapıyorsun!” kadın fincanını masaya bırakıp ayağa kalkmış tüm siniriyle Timur’a bakıyordu. Aynı zamanda da şaşırmış haldeydi, oğlundan hiç görmediği bir tavırdı bu çünkü.

“Dangalak mısın lan sen?” Yanmamak için kıyafetini çekiştirip üflüyordu bir yandan da Tanem. “Şu üstümün başımın haline bak! Birazdan arkadaşlarım gelecek, sabahtan beri hazırlık yapıyorum. Mahvettin her şeyimi. Şimdi işin yoksa iki saat uğraş dur. İyi misin Timur? Ters tarafından mı kalktın bugün?”

Annesi ve kardeşine öfkeyle bakmaya devam ediyordu Timur. Derin derin soluyor ve dişlerini sıkarak konuşuyordu. “Sana kaç kere odama girmeyeceksin dedim. İnadına girmiş ve girmekle de kalmayıp tüm çalışmalarımı almışsın. O kağıtlara ihtiyacım var. Her şeyi yerine koymak için iki saatin var haberin olsun.”

Annesi ve Tanem birbirlerine baktılar. İkisi de bir şey anlamamıştı. “Ne çalışması oğlum, ne kağıtları? Odana kimsenin girdiği yok. Senin akşama kadar uğraştığın tek şey de çatıdaki maket gemi. İyi misin sen? Tanem’in dediği gibi ters yerinden mi kalktın bugün.” Annesi oğluna şüpheci gözlerle bakıyordu. Karşılaştığı öfke ve tavırlar oğlunun yapacağı şeyler değildi. Oğlunun psikolojik bir rahatsızlığının başladığını düşündü. “Doktora gitmek ister misin Timur? Bugün evdeyim biliyorsun. Hastaneye gidebiliriz.”

“Saçmalama ya. İyiyim ben bir şeyim yok. Benimle dalga geçmeyi bırakın, o notları istiyorum!” Tehditkâr olarak son uyarısını da yaptıktan sonra odasına doğru yol aldı. Merdivenleri çıkarken aklına annesinin dediği maket gemi geldi. Ne olduğu hakkında bir fikri yoktu ve çatıya çıkıp o gemiyi görmeye karar verdi. Çatıya çıktığında çatının her yerinde, ahşap parçaları, tutkallar, vidalar ve çeşitli materyaller olduğunu görünce şaşkına döndü. Normalde burada kullanılmayan eşyalar, koliler ve yoğun toz olurdu. Bir gecede burayı bu hale getirmiş olamazlardı ya! Maket gemiyi inceledi. Elini geminin gövdesinde gezdirirken gözleriyle de gemiyi tarıyordu. Böyle bir işçiliği kendisi asla yapamazdı. Eli bu kadar hassas bir sanat çıkaramayacak kadar beceriksizdi. Şaşkınlıkla gemiyi incelerken, odanın köşesinde, tüm çalışma alanına hâkim bir yerde, tripod üzerinde duran bir kameraya gözü takıldı. Kamerayı çalıştırıp izlediğinde gözlerine inanamadı Timur.

Annesi “saçmalama ya” sözünden sonra şok olmuştu. Bu, Timur’un asla söyleyeceği bir söz değildi. Çocukları her zaman kendisiyle nazik ve kibar bir üslupla konuşurlardı çünkü öyle yetiştirmişti. Tanem ile birlikte odasına doğru giden Timur’a hayretler içinde baktılar. Bakışları, yürüyüşü, konuşma tarzı tamamen başka birisine aitti. Ona sezdirmeden arkasından ilerlediler. Maket gemiye bakışı, odayı süzüşü ve en son kamera kayıtlarını izlerken verdiği tepkiler ikisinin de şaşkınlıklarına şaşkınlık katmaya yetmişti.

Timur kamerada kendisini izliyordu. Ara ara kendisi kameraya yaklaşıyor gülümseyerek maketin gelişim sürecinden bahsediyordu. Aşırı pozitif ve eğlenceli bir yapısı vardı görünümü ise daha bakımlı ve kaliteliydi. Gözlerindeki parlaklık, konuşurken kullandığı kelimelerdeki titizlik çok net görülebiliyordu. Kendisiydi bu ama aynı zamanda da kendisi değildi. Şaşkınlıkla başını çevirdiğinde annesi ve kardeşinin şaşkın bakışlarını yakaladı. Kamerayı eline alıp onlara yaklaştı. “Bu, bu şey de ne? Benim aklımı kurcalamak ve beni aptal mı yapmak istiyorsunuz!” Konuşurken elleri titriyordu. Gözleri bir yere odaklanmaktan çok uzak şekilde sağı solu tarıyordu. Korku ve panik halindeydi Timur. “Lütfen buna bir son verin. Bu olan biten lanet şeylerin bir şaka olduğunu söyleyin. Daha fazla buna katlanamayacağım.”

Annesi ve Tanem de Timur ile aynı duyguları paylaşıyordu. Herkes panik halindeydi. Kadınlar Timur’un oyun oynadığını Timur da onların oyun oynadığını düşünüyordu. Her ne kadar bir oyun döndüğünü düşünseler de buna inanmakta da bir o kadar zorluk çekiyorlardı. “Timur, bugün istersen biraz dışarıya çık. Hava güzel, gez, dolaş, kafanı dağıt. Arkadaşlarınla buluş ne bileyim. Sürekli evdesin bu belki zihnine zarar vermeye başlamıştır. Ne dersin?”

“Ben deli değilim, dışarıya da gitmek istemiyorum. Bu saçmalığın bitmesini istiyorum.” Diye çıkıştı Timur. Annesi korkmuş gözlerle ona bakıyordu ve ciddiydi kadın. Timur, anlık öfke patlamasından sonra kamerayı Tanem’in kucağına bıraktıktan sonra “anlaşıldı.” Diyerek odasına doğru ilerledi. Odasına girdiğinde elleriyle başını tutuyor ve odanın içinde dört dönüyordu. “Saçmalık, bunların hepsi saçmalık. Ama o yıkıntı tavan arası bir gecede o hale gelemez. Hem boşaltılıp hem tamir edilemez. Bunlar yapılacaksa bile beni uyandırmadan yapmaları mümkün değil.” Aniden aydınlanmış gibi hissetti ve olduğu yerde hareket etmeyi bırakıp “tabi ya” diye odasında bağırdı. “Bir değil birkaç gündür uyuyorum ve bunlar da benim içeceğime ilaç attılar. Belki de uyurken gaz falan verdiler bana ama şimdi ikisi de bir şey yapmamışlar gibi davranıyorlar. O kameradaki salak da beni taklit eden birisi. Hepsi bir olmuş ve beni aptal yerine koymaya çalışıyorlar. Bunun hesabını vereceksiniz.” Apar topar hazırlanıp evden ayrıldı Timur. Yakın arkadaşının evine doğru yol aldı. Bu işin içinde mutlaka o da vardı. Annesi ve kardeşi onu dahil etmeden böyle bir şey yapamazlardı. Tüm çalışmalarını da saklaması için ona vermiş olmalıydılar, sonuçta bu çalışmayı ikisi birlikte yürütüyordu. Alacaklı gibi çaldı arkadaşı Doğuhan’ın kapısını. Bir süre sonra kapıyı açtığında gözlerine inanamadı. Doğuhan, boynunda dövmeleri olan zayıf bir gençti. Oysa Timur’un tanıdığı Doğuhan dövmelerden nefret eder ve biraz da balık etli çocuktu. Timur ne diyeceğini bilemedi.

“Böyle kapı mı çalınır Timur! Hem ne var ne istiyorsun? On yıldır görüşmüyoruz seninle, şimdi ne demeye beni rahatsız ediyorsun?” Doğuhan sinirlenmiş halde bakıyordu Timur’a. Timur ise dehşete düşmüştü.

“Nasıl yani? Ne demek on yıldır görüşmüyoruz? Oğlum şakayı bırakın. Annem ile Tanem de bir garip davranıyor zaten. Şu belgeler sendeyse ver de gideyim.” Timur bu konuşmayı yaparken hiç inanarak yapmamıştı. Her şey şakaysa bile Doğuhan kısa sürede bu kiloya ve bu görünüme kavuşamazdı.

“Ne zırvalıyorsun lan sen? Hem sen ne zamandan beri böyle sokak çocuğu gibi davranmaya başladın. Anneciğin seni beyefendi gibi yetiştirmiyor muydu?” Doğuhan biraz güldükten sonra kapıyı çekip dışarıya çıktı. “Senin kafandan sorunların var galiba. Görüşmeyeli çok değişmişsin. Aylardır seni dışarıda da görmedim, artık ne kullanıyorsan onu kullanmayı bırak eski dostum. Bu kafayla fazla hayatta kalamazsın. Şimdi kapımın önünü kapatma ve defol git. İşim gücüm var senin beyinsizliklerinle uğraşamam.”

“Hey, Timur!” Elini kaldırıp kaldırımın oradan seslenen Timur’un başka bir arkadaşı olan Devrandı. Onunla çok takılmazdı ama ara ara mahalle maçına gittikleri olurdu. O aynı gözüküyordu. Timur Doğuhan’a bir şey demeden oradan uzaklaştı. Devran’ın yanına geldiğinde Devran gülümsüyordu. Elinde de siyah bir poşet vardı. “Ben de size geliyordum kanka. Dün benden istediğin tüm parçalar burada. Babam hepsini senin istediğin ölçüde kesti. Al.”

Devran’ın elinden poşeti alıp açtı ve içine baktı. İrili ufaklı tahta parçaları vardı. Ve özenle kesilmiş başka parçalar. “Hepiniz bir oldunuz benimle dalga mı geçiyorsunuz lan siz!” diyerek eliyle itti Devran’ı Timur. Devran sol bacağı protez olan bir gençti ve Timur’un onu itmesiyle dengesini sağlayamayıp düştü. Ters bir açıyla düştüğü için protez ayağı da yuvasından çıkmıştı. Timur bunu görünce gözlerine inanamadı. Devran’a yardım etmek istedi ama o buna izin vermedi. O sırada olan biteni uzaktan gören Doğuhan yumruğunu sıkarak olay yerine geldi ve Timur’a sert bir yumruk salladı. Yediği yumrukla iki seksen yere yığılmıştı Timur. Ayağa kalkmaya çabalarken Doğuhan’ın Devran’a yardım ettiğini gördü. Olan bitene anlam veremiyordu. Doğuhan’ın görünüşü, Devran’ın ayağına olan… Her şey çok garipti.

“Neyin var lan senin? İstediklerini getiriyoruz diye artık böyle mi karşılık vermeye başladın?” Acı içinde protez bacağını yerine oturtmaya çalışıyordu bir yandan da. Başında bekleyen Doğuhan elindeki sigarasını ağzında tutarak Devran’a yardım etti ve hemen taktılar bacağını. “Siz konuşmaya mı başladınız? Timur niye burada?”

“Timur da garip bir şeyler var Devran. Ben de ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Ama bu saçmalığa devam ederse onun kırılmadık yerini bırakmayacağımı çok iyi biliyorum.” Doğuhan dişlerini sıkarak Timur’un üzerine yürümeye başladığı sırada Timur ayaklandı, arkadaşlarına bir süre bir şey demeden baktı ve koşar adımlarla oradan uzaklaştı.

Gece geç saatlere kadar yürüdü. Kimseyle karşılaşmak istemediği için tanıdığı herkesten uzak yerlere gitti. Güneş battığında ve karanlık tüm şehri kuşattığında ıssız bir yere geçip oturdu. Elinde de birası vardı Timur’un. Yıldızlara baktı, akşama kadar şahit olduğu saçmalıkları düşündü, anlamsızlıklara anlam katmaya çabaladı ama yok, yapamıyordu. Bir türlü mantıklı bir açıklama bulamıyordu. Şişesinin sonuna geldiğinde sırtını verdiği çöp konteynerine tutunarak ayaklandı. Şişesini çöpe attıktan sonra yalpalaya yalpalaya kaldırımda yürümeye başladı. Fazla gitmemişti ki olduğu yere yığılıp kaldı.

Gözlerini açtığında Akşamüzeriydi. Dilinden dökülenler ise “kaç saattir uyuyorum lan ben.” Sözlerinden ibaretti.

 

Paralel Hayatlarım

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dene

4 Yorum

  1. 20 Ekim 2023, 20:04

    Devamı lütfen

    • Üye 1 Kasım 2023, 14:02

      Gelecek elbette 😍 Bende şahsen çok sevdim bu seriyi. Yazarken çok keyif alıyorum. Umarım okurken sizler de çok beğenirsiniz ✒😎

  2. 2 Kasım 2023, 16:01

    Dizi izlemek gibi oldu bu 😁👍

Giriş Yap

Yazıver ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!