Duygu Sömürüsü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çok eğlenceli bir insan olduğunuzda insanların bir süre sonra sizi pek ciddiye almadıklarını görebiliyorsunuz.

Siz; neşeli olmak, gülmek, eğlenmek isteyen, hayatın ciddiyetli sevimsizliğinden kurtulmak için neşeli olan ve insanlara da bunu nakşetmek isteyen birisiniz ama ne yazık ki sizin bu haliniz insanlarda “gevşek, boş insan, kabiliyetsiz kişi” gibi izlenimler uyandırıyor. Doğru ya, siz insanları güldürmeye çalışıyorsunuz! Onların sizi umursamamaları gayet normal. Tabi ki sizinle dalga geçecekler çünkü siz onlardan gülmelerini istediniz. Gerçek anlamda eğlenmeyi bilmeyen, sevmeyi, neşeli yaşamayı bilmeyen bir insan sizi oyuncak gibi görecektir ve sizinle hep oynayacaktır doğal olarak. Sizin duygularınızın olduğunu, içinizde doymak bilmeyen mutluluk açlığınızı onlar bilmezler ki. 

Her zaman mutluluğu hedeflediğiniz için siz onların gözünde samimiyetsizsiniz, yalancısınız ve emin olun her zaman da öyle görecekler sizi. Siz derdinizi anlatmak istediğinizde de ne diyecekler biliyor musunuz? “Boş yapma! Duygu sömürüsü yapma!” 

Kendi kendine şunu diyen olmayacak mesela; “ya acaba çok mu üstüne gittim?” Bunu diyen birisi olursa zaten o sizi tanıyan gerçek insandır. Sizi gerçek seven kişidir. 

İnsanın belki de annesi insanı koşulsuz seven, onu çok iyi tanıyan kişidir. Annesi olmayan ve mutluluk savaşı veren bir insan için hayat gerçekten de hep acımasız olacaktır. Kalabalık yalnızlığın içinde sevmeye ve neşelenmeye aç olan o insan için her geçen dakika daha da açlık artmaya devam edecektir. E karşısında; “sevmek ne demek, mutluluk ne demek, duygu ne demek” diyen birisi yok ki!

Bilemiyorum. Gördüklerim ve yaşadıklarımla yaptığım analizlerim sonucunda mutlu olan insanların, mutluluk sebeplerinin aslında yalnız bırakılıp aptal yerine konmaları olduğunu fark ettim. Çünkü acı içinde bırakılan o insanlar aslında savunma mekanizmasının devreye girmesiyle o kadar mutlular ya da öyle görünüyorlar. O kişileri gerçekten mutlu edecek kimsenin olmaması ise ne acı. Çünkü o insanlar kahkaha atanların oyuncağı, duygusuz ve aptal komedyenden başka bir şey değiller. 

Keşke hayatın ciddiyetsiz ciddiliğini insanlar bir kenara bırakmayı başarabilseler de neşeye, eğlenmeye, mutlu olmaya aç olan bizlerin, gerçekten sevildiği o günlere ulaşsak. 

Ah… Susmak istedim yine ama başaramadım. Sanırım alttan alma kapasitemi doldurdum. Şimdi siz bu yazıdan sonra da duygu sömürüsü yaptı dersiniz. 

Öyle olayım bakalım…

Saatime baktığımda saat yine gecenin üçünü gösteriyordu. Öğlen iş görüşmesine gidecektim ve yazı yazacağım diye günü sabah etmiştim. Kalan birkaç saatimi uyuyarak geçirmek için yatağıma uzandım sonradan yazımı imzalamayı unuttuğumu fark edip yerimden kalktım ve kağıda o imzayı attım; “Kalem Dansçısından…”

İşte şimdi uyuyabilirim.

Duygu Sömürüsü

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıver ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!