Çağrı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2. BÖLÜM

“Neden baba, neden insanlar o kadar öfkeli olabiliyorlar ki?”

“İş yapmak disiplin gerektirir evlat. Sen ne kadar küçük olsan da senden büyükler hep seni kullanmak isteyeceklerdir. Sen buna müsaade etmesen de onlar bu sefer saldırganlaşarak seni sindirmek isterler.”

“Okulda da oluyor böyle şeyler. Sınıf başkanı hep bize emirler veriyor yapmazsak şikâyet ediyor öğretmenlere.”

“Evet, doğru yapıyor. Ama iş disiplini çok daha başkadır. İnsanlar sana mesleklerini öğretecek ve sana para verecekler. O yüzden de seni çok zor işlere sürerek eğiteceklerdir. Bir usta senden bir şey ister onu yapmaya gidersin elindeki işi o an yapamazsın başka bir usta gelir işini bitirmediğin için seni azarlar ve ustalar birbirine de karışmazlar arada kaynayan sen olursun.”

“Baba sen şuan öyle bir işte mi çalışıyorsun? Seni de dövüyorlar mı?” diye sorma isteği uyanmıştı içimde ve patavatsızca sorumu babama sormuştum.

“Hayır, benim şimdi daha başka sorunlarım oluyor.”

“Ne gibi sorunlar baba?”

“Ben yaptığım işlerde müşterilerimle sorun yaşıyorum. Mesela; neden vaktinde bitirmedin? Neden bu üründe şöyle bir iz var? Ben bu ürüne bu parayı veremem iptal ediyorum anlaşmayı… Gibi türlü türlü sıkıntılar. Benim ustam ve patronum aslında müşterilerim evlat. Onları memnun etmek de ayrı bir sorun teşkil ediyor.”

“Baba elini anlatacaktın.”

“Ah! Evet,” dedi babam unuttuğu konuyu hatırlamış gibi ve eline biraz baktıktan sonra devam etti. “Bir gün yine ustalarımın isteklerini yerine getiriyordum. On beş yaşıma girmek üzereydim. Her şeyi hazırlamıştım ve birkaç kereste hazırlanması gerekiyordu. Artık ben de siparişlere göre basit işleri yapabiliyordum. İki kereste, üç kereste, dört kereste derken birden kontrolümü kaybettim ve makinanın bıçaklarına elimi kaptırdım. Gözlerim kararmıştı. Tansiyonum düşmüştü. Kesilmiş parmaklarıma bakmaya cesaret edemiyordum, her yerde kan vardı. Ben bağırınca ustalar koşarak gelmişti; biri makinayı kapadı diğeri buz getirdi ama sonrasını hatırlamıyorum. Parmaklarım makinanın bıçaklarında parçalanmıştı, geri dikilemedi o yüzden. Elimi işte bu gördüğün şekilde kapattılar ve beni geri yolladılar.”

Elim boşalmıştı. Çatalı tutamayıp yere düşürmüştüm. O sırada garson yeni bir çatal getirmişti. Babam bana bakıyor ben ona bakıyordum. Gözlerim onun eline gittikçe midem bulanmaya başlamıştı. Babam gülümsedikten sonra başımı iyi olan eliyle okşadı.

“Ya! Çağrı Bey. Daha anlattıklarım seni bu hale getiriyor. Çalışmak o kadar tahmin ettiğin gibi kolay değil. İşte o gün olanlardan sonra ellerim böyle kaldı. Ama o günden sonra orada çalışmayı bırakmıştım. Deden de hatasını anlamıştı ve o da artık basit işler veriyordu. Annem bıçak bile tutturmazdı bana. Parmaklarımı kaybettiğim gün bir söz verdim ‘benim eğer bir gün çocuklarım olursa onlara sadece kalem tutturacağım. Okumaları için ne gerekiyorsa yapacağım,’ diye.”

Büyük bir pişmanlık duymaya başlamıştım. Babamın yüzüne bakamıyordum, gözlerim kızarmış ve kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım. Babam yanıma gelip başımı kalbine doğru çekiştirdi.

“Sen okumalısın Çağrı. Ben okuyamadım, çalışmayı tercih ettim ve sakat kaldım. Evet, güzel tarafları da oldu çalışmanın ancak bu yaşımda keşke babamı ikna edip okulumu okusaydım diyorum. Okulum bitene kadar dedene yardım ediyor olsaydım okul bittikten sonra; bir doktor, bir öğretmen, bir avukat, bir devlet memuru, bir ressam, bir yazar veya başka bir meslek alanında çalışmaya başlayabilirdim. O zamana kadar kendimi geliştirmiş olsaydım bazı insanların beni ezmesine müsaade etmezdim belki.”

Babam bana daha sonra bir video göstermişti. Bir makine yapmışlar; makinede birkaç düğme var ve büyükte bir kasası var. Düğmelerin başında bir adam oturmuş önündeki bilgisayardan tuşlara basarak kasadaki odunları robot yardımıyla alıyor yine oturduğu yerden robot yardımıyla odunu kesip bir bölgeye istifliyordu. Kereste haline gelmiş odunlar arabalara bile robotlar tarafından yerleştiriliyordu.

“Gördün mü Çağrı? Ben parmağımı keserken birisi okumuş ve mühendis olmuş. Bu makinayı icat etmiş. İnsanlar yaralanmadan, yorulmadan işlerini bu makinalarla yapabiliyorlar. İşte sende kendini geliştirerek insanları yaptıkları tehlikeli işlerden kurtarabilirsin. Şimdi söyle bakalım hala çalışmakta kararlı mısın yoksa okuyacak mısın?”

“Çalışmakta kararlıyım baba,” dedim. Babam hiç bir şey dememişti. “Çalışacağım baba ama derslerime çalışacağım. Sen haklıydın. Ben eğer okumazsam gelecekteki insanlar çok fazla acı çekecekler, yaralanacaklar. Ama ben onları engellemek için, insanların işlerini kolaylaştırmak için okuyacağım. Önce okul sonra iş.”

Cevabım babamı çok memnun etmişti. Bu cevabı vereceğimi biliyor gibi bir hali vardı. Pek belli etmese de anlayabiliyordum. Sanki benim hatamı fark etmemi ve daha doğru bir karar vermemi istiyor gibiydi.

“Peki, öyleyse Çağrı. Şimdi annenle Ceren’e de paket yaptıralım onlara da götürelim dondurmadan.”

“Baba bir isteğim daha var.”

“Neymiş o istek bakalım?”

“Kitap da almak istiyorum. Çok az kitabım var okumaya ağırlık versem iyi olacak.”

“Pekâlâ, kitaplarımızı da alır gideriz öyleyse.”

O gün verdiğim karar ve yaptıklarım benim hayatımda büyük bir dönüm noktası oldular. Birbirini takip eden okul hayatımda artık en az Teşekkür Belgesi alır olmuştum. Okulum bittiğinde içmimar olarak iş hayatına giriş yaptım.

Babamın beni okumaya teşvik etmesinin faydasını gördüğüm için tasarladığım evlere büyükçe kitaplıklar da yerleştiriyordum. Odaların çoğunda hatta mutfakta bile kitaplar için alanlar oluşturuyordum. Bazı odalardaki kitaplıklara da kitaplar yerleştirerek işimi teslim ediyordum. Müşterilerim de bu konuda yaptıklarımdan çok memnunlardı. Sadece bir kere şikâyet almıştım onda da ‘bu kitaplığa benim kitaplarım sığmaz. Yeniden yapınız,’ şeklindeydi.

Çocukların okumaları ve geleceği inşa edecek bilinci elde etmeleri gerekmektedir. Çocukların mesleği öğrencilik, iş yerleri ise okuldur. Yetişkinlerin bile yapmakta zorlandıkları işleri çocukların omuzlarına bırakmak büyük bir kültürsüzlüktür. Umarım çocuklarımız okulları şenlendirmeye devam ederken biz büyükler de iyi bir gelecek inşa etmeleri için gayret ederiz.

Çağrı

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıver ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!